Meriç Enes Kayalar


Software Developer
Pixel Artist / Şairimsi
Open Source ❤️‍🔥
Share: 

Anılar #1

Şeyi hatırlıyorum, en sevdiğim anımı. Bu anı çocukluğumdaydı, o anda o anıyı hiç sevmemiştim. Ama zihnimin oynadığı oyunlar sayesinde artık benim için güzel bir anı olmuştu, olumsuz her şeyi unutmuştum. Güneş batmaya yaklaşmıştı, hava çok güzel klasik bir antalya gün batımıydı. Uçurum vardı hemen dibimde, ve yeşillikler, çiçekler, laleler vardı. Sınıfımla beraber doğayı keşfe çıkmıştık. Keşfe çıkmanın benim için ne kadar değerli olduğunu hatırlıyorum hala. O gün doğanın orada yarattığı tümseklerde geziyordum. Ayakkabımın altı delikti ve taşlar ayağıma batıyordu. Küçük yaralar olmuştu sanırım. Acıyı çok hissetmemek için o ayağımla nazik bir şekilde yere basıyordum çünkü andan olabildiğince zevk almak ve rezil olmamak istiyordum. Öğretmenim bilseydi büyük bir ihtimalle o ayakkabılarla çıkmama izin vermezdi. Bunu düşündüğümde acaba yaptığım şey doğru muydu diye düşünüyorum. Acı çekmek pahasına o zevke değer miydi? O anının ilerisinde yaptığım şeylerde acı çekmek pahasına yaptığım her şeye değer miydi? Çok şaibeli bir soru değil mi? Sanırım hiç birine değmezdi. Ben bunları yaşamasaydım neyi kaybetmiş olurdum diye sorguladığımda genel anlamda kaybettiğim tek şey zamanım. Sürekli olarak yaptığım bu hata büyük ihtimalle hiç istemeyeceğim sonuçları doğurdu. İstemediğim insanlarla zaman geçirmemi sağladı fakat artık aklı başında bir farkındayım. İnsanlara genel olarak güvenmek ise yaptığım en büyük hatalardan bir tanesi. İnsanlara verilen güven en azından kendimi dışarıda tutarak konuşuyorum ki, onların sizin üzerinizde güç elde ettiklerini düşünmelerine sebep oluyor. Bu da onların agresifleşmesini ve daha çok şey istemesi gibi durumları ortaya çıkarıyor. Bu durumda da ben ve sanırım benim gibi diğer insanlar, alçak gönüllülük ve fedakarlık yaparak onları güçlendiriyoruz. Bunun önüne geçmenin en mantıklı ve kısa yolu yalnızlık. Yalnızlık fakat yalnızlık hiç kolay değil. Bunu henüz hala çözemedim.